Nur yüzlü sevgilim
Uslanmaz aşığınım ben senin
Resmine bakıyorum her an
Bitmiyor içimdeki hasretin
Anlamaz kimse sana olan sevgimi
Nasılda çarpıyor keşke dinleyebilseydin kalbimin sesini
Unutma çok ama çok seviyorum seni ömrümün sahibi…
Sandığından çok daha büyük sana olan sevgim
Ebedi bir aşk bizimkisi yok bir tabiri
Noksan oluyor hayatım sen olmayınca artıyor hergün hasretim
İlelebet değişmeyecek sana olan sevdam bil bunu sevdiğim
Susuz bile yaşanır da sensiz yaşamayı düşünen kim
El olma hiçbir zaman bana ol dünya ahiret ruh eşim
Vademiz dolsada kal hep yanımda
İstiyorum seni keşke olsan her anımda
Yerin benim yanım olsun benimki de senin yanın
Ol gönlümun sultani ol gençliğimin geleceğimin baharı
Rüya gibi herşey pişman değilim hicbir yaşadığımdan
Umrumda olmuyor sen yanımdayken hiçbirşey ama çok hızlı geçiyor zaman
Mutluluk ve aşk bir ömür bizimle olacak bana ınan
Nihayet kavuşacağız birbirimize çok az kaldı zaman
Usandım sensizlikten yanımda olmanı bekliyorum heran
Resmine bakarak yazıyorum bu siirimide
Unutma ki hiç gitmiyorsun aklımdan biran bile
Mısralarda kalbim gibi işaret olsun bitmez tükenmez sevgime...
Eğer ;
O’nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz…
ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz…
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin…
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain…
Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor,
O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor,
mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor,
her baktığınız yerden size bakıyor,
siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa…
dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer,
en güzel kokusu bedenindeki ter,
en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse…
hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse…
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar…
her şiirde anlatılan O’ysa… her filmin kahramanı O…
her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa…
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor
ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa…
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa…
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor,
dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız…
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor,
vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor,
konuşan birini dinlerken “keşke O anlatsa” diye iç geçiriyorsanız…
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü…
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu…
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız…
O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse…
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse…
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine…
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa…
dışarıda yer yerinden oynuyor ve “içeri”de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız
ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa
ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim…
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa…
Her gidişte ayaklarınız “Geri dön” diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,
sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla…
…o halde bugün sizin gününüz!..
“Çok yaşa”yın ve de “siz de görün”üz.
Can Dündar
Bebeğim benim ben tüm bu mutlulukları ve bu duyguların hepsini sende tattım ve tüm yaşadıklarımız hayatımın en güzel iyi kileri olarak kalacak sevgilim. Yukarıda ki şiirde de söylediği gibi senle zaman su gibi akıp geçiyor ama sensiz seni beklerken saatler değil saniyeler bile geçmek bilmiyor Nur'um. tüm bu duyguları yaşattın bana sana ne kadar çok teşekkür etsem az. Gerçekten aşığım sana sevgilim...
Güzel bir tanışmaydı
Üniversiteye başladığımızda
Ne senin ne de benim haberim vardı
Sonsuz bir aşka başlayacağımıza
Korkularımız vardı ikimizinde
Ama engel olamadı sevgimize
Artık iki kişi savaşıyorduk
Kalplerimizle
Kayboluyordum baktıkça gözlerine
İşgal altındaydı artık yüreğim ve bedenim
Ve tek bildiğim
Sonsuza kadar seni seveceğim…
Ah bir söyliye bilsem sana
Seni ne çok sevdiğimi
Uzanıp tutabilsem ellerini
Yüreğim yüreğine kavuşsa
Benden çok uzaklardasın sevdiğim
Sen içime çektiğim nefesim
Aldığım her solukta benimsin
Düşlerimde yalnız düşlerimdesin
Seni uzaktan sevmekte güzel
Bana uzakken sevgin bu kadar güzel
Ya benim olsan.. sevdiğim
O zaman bu yürek dayanırmı
Bu kadar büyük sevgiyi taşırmı
İçimden bir çığlık kopuyor
Kimsenin duymadığı bir çığlık
Seni seviyorum diyor seni seviyorum...
Hemde hiç kimsenin sevmediği
Sevemeyeceği kadar
Canımda can kadar
Bir gün kara toprak olana kadar
Bu yürek bu sevdayla kavrulur yanar.....